Kabadayı Hikayesi; Galata Canavarı Bıçakçı Petri!
Bu Konu, Mehmet Berk Yaltırık @SonGulyabani Kullanıcı adıyla paylaşımlar yapan, bir Twitter hesabının, paylaşımlarından derlenerek oluşturulmuştur…
Tarihçi, yazar. FABİSAD, Anadolu Korku Öyküleri, Istrancalı Abdülharis Paşa (İthaki Yay.), Yaşam Sahnesi (TÜ), QHA - İletişim: mehmetberkyaltirik@gmail.com
Benzer Floodlar:
Kabadayı Hikayesi; Kasımpaşa Canavarı Hrisantos
Kabadayı hikayesi ; Sarraf Niyazi!
Kabadayı Hikayesi ; Arap Abdullah Paşa
Kabadayı Hikayesi ; Üsküdar'ın namlı ismi 'Ustura Kemal'
Kabadayı Hikayesi; Kanlı bir intikam öyküsü: Tiranlı Gani Bey
- Bazı floodlarda değindim eski İstanbul’da sokakların tarihinde bıçaklı kapışma motifi önemlidir. Yeniçeriler “bıçak altından geçirme” ve “it dalaşı” tabirlerini bırakmışlardır o günlerden yadigar. Ama bıçak kullanmalarıyla ünlenen bir alt kültür daha var!
- Bunlar sonradan Yunan ahalinin “mangkes”, “mangas” diye andığı ve en mühimleri genelde Adalardan yetişme Rum külhanilerdir. Bunlar adalarda, eskinin korsan mıntıkalarında yaşadıklarından bıçakla hayli haşır neşirlerdir.
- İşte bu gece sizlere anlatacağım, daha evvelce başka bloglarda ve floodlarda anlatılmış olan Galata Canavarı Bıçakçı Petri’dir. Bir de biz hikaye edelim.
- Adriyatik’te Ayamavra adasında dünyaya gelmiştir Petri. Babası meçhul, annesi hayatın karanlık yollarına savrulmuş bir zavallı. Kendisinin de başı beladan kurtulmamış daha 13-14 yaşlarında çamura savrulmuş.
- Okuldan kaçıp bir gemici meyhanesinde çıraklığa başlamış. İçki, küfür, kumar gırla. Ruhu karanlık bin bir uğursuz sıfatlının arasında geçmeye başlamış ömrü. Annesi öldürülünce kendisinin o hayata savrulmasına neden olan Daskalos nam rezilin evine sığınmak zorunda kalmış.
- Çıraklık yaptığı meyhanede sarhoş kaptanlardan biri buna askıntı olunca eline geçirdiği bir bıçakla tam kalbinden vurmuş adamı. İlk cinayeti olmuş. Ahali Petri’yi haklı bulduğundan ele vermeyerek saklamış. Maffios mefhumlar malum.
- Deniz haydutu Kefalonyalı Lefteri nam bir kaptan gemisiyle adadan kaçırır Petri’yi. Kefalonyalılar adına İstanbul’un it kopuk tarihçesini okuyanlar aşinadır, bunlar da adalı ve belalılar.
- Lefteri tam dört sene pençesinde tutar Petri’yi. Denizden denize, bin türlü vurgunun peşinde dolaşırlar. 1874 senesinde Petri, onunla birlikte devrin günah yeri Galata’ya ayak basar. Galata her külhani gibi Petri’yi de büyüler.
- Kaptanıyla birlikte Marsilya Oteli’ne yerleşirler. 17-18 yaşında bu genç o eğri büğrü taş sokakların, kırk türlü çehrenin dolaştığı, binbir binanın sıralandığı Galata’nın kaderini nasıl şekillendireceğinden habersizdir.
- Yeni bir şehrin büyüsü mü yoksa kaptanın pençesinden kurtulma gayreti mi bilinmez. Galata’ya ayak bastıkları günün gecesinde Petri ikinci cinayetini Marsilya Oteli’nde işler. Lefteri’yi haklamıştı bu sefer. Bıçağıyla kalbinden vurmuştu hasmını.
- 1871’de sarhoş kaptan İspiro’yu nefs-i müdafaa için vurmuştur da 1874’teki bu vukuatı pek öyle değildir. Zira otelden kaçmadan önce belindeki mücevher ve altın dolu kemerini de çalar. Topukları Galata’nın çamuruna bulandığından daha iflah olmayacaktır.
- Galata’ya ısınması çok zor olmaz. Zira Rum külhanbeyleri, adalı sabıkalılar, kumar oynayanlar, sokakta poz kesen bela adamlar Galata’da gani. Öyle bir alışır ki yuva beller. Tabanca dahi uydurur kendine el altından, öyle dolaşır o çamurlu taş sokakları.
- Galata taa Bizans zamanından gemici ve meyhane yatağı. Bir öbürüne bir berikine dolaşırken Petri, “çok gezenin ayağına herze bulaşır” kavlinden başını belaya sokmaktan da geri kalmaz.
- Senesi geçmeden üçüncü cinayeti işler. Bu neviden meyhanelerde birinde Galata’nın yeni türedi kaldırım kurtlarından Kalopedi ile aralarında niza çıkar. Kopuğu tabancayla mıhlar. Artık İstanbul’da da kaçak durumundadır.
- Birlikte düşüp kalktığı şerir arkadaşlarından birinin muavenetiyle Havyarcı Zambo Çorbacı denilen bir Rum’la tanışır. Bunun aracılığıyla Yunanlı bir kaptan alır Petri’yi Ayamavri adasına kaçırır. Ancak bela tam ensesindedir!
- Kefalonyalılar külhanbeyi meşrep olur demiştim. Kaptanlarının kan davası güden (malum maffios mefhumlar) Kefalonyalılar, Petri’nin kanını dökmeye yemin içmiştir. Petri’nin peşine takılmışlardır.
- Ayamavri’de arıyorlar tabi Petri’yi. Petri bakıyor ölümün nefesi ensesinde, bu tür mevzulara hakim bir balıkçının yardımıyla Sicilya’ya kaçıyor. Orada neler yaşadığı meçhul. Ancak maffios maffiosu tanır, Kefalonyalılar yüzünden orada da duramıyor.
- Trieste’ye gelerek sahte kimlikle bir Avusturya gemisinde ateşçi olarak işe başlar. Oradan da Beyrut’a kaçar. Kurtulduğunu sanmaktadır. Beyrut’un eğlence işret alemlerinde boy gösterir.
- Beyrut’ta düşüp kalkmaya başladığı gençten bir fahişenin kulağı deliktir. Petri’nin peşinden ta oraya dek gelen Kefalonyalıları öğrenmekte gecikmez!
- Kefalonyalılar tek tük gruplara ayrılmış bunun peşindeler. Kızın kendisini aradığını öğrendiği Kefalonyalı Anesti’nin kaldığı oteli dahi bilmektedir Petri. Peşindekileri atlatmak için 1876’da dördüncü cinayetini işlemiştir. Anesti, Beşare Oteli’nde bıçaklanmıştır.
- Petri, Beyrut’ta da duramaz artık. Limanda alır soluğu. Humberto nam bir İtalyan kaptanın gemisinde işe başlayarak oradan da kurtulur. Selanik’e gelirler. Oranın da yalıboyu eğlence yerleri meşhurdur, kantocular vs. orada da var.
- Ester adında hanende yani şarkı söyleyen bir Yahudi kızcağız, Petri’nin olduğu gemiye biner. Pirinçci Gazinosu’nda sahne alacaktır. Kaderi değişecektir hesabınca. Yolu burada Petri’yle kesişir. Petri, aftosuyla birlikte İstanbul’a yeniden ayak basar!
- Ancak Petri, Kefalonyalılar yüzünden ortalıkta çok dolanamıyor. Malum Kefalonyalı kabadayılar vs. var orada da. Bu yüzden Ester’le münasebette bulunduğu vakitler haricinde sahte İtalyan kimliğiyle Dolapdere’de harap bir bostan kulübesinde saklanıyor.
- Arada külhaniliği tutan Petri, Cadde-i Kebir’e çıkıp taşlara topuk vurmadan rahat edemiyor tabi. Ve bu dolaşmaların birinde Kaptan Lefteri’nin tayfalarından olup gemi senelerinde kendisiyle de samimi olan Kefalonyalı Toma ile karşılaşıveriyor!
- Toma da kaptanı ve hemşerinin kanını dökeni öldürüp intikam almak için fırsat kollayanlardan tabi. Görür görmez cadde ortasında atılıyor Petri’nin üstüne. Genç nasıl olsa, nasıl direnecek diye düşünüyor.
- Lakin ummadık taş yarar baş, Petri bundan atik çıkıyor. Şimşek gibi atılıyor Kefalonyalının üstüne o da. Kalbinden bıçaklayarak öldürüyor Toma’yı ve sırra kadem basıyor.
- Hasımlarını kalbinden bıçakla vurması, Rum kabadayılarının külhanilerinin dilindedir artık. Galata’nın yeraltı Petri’yi konuşmaktadır. Kefalonyalıların can düşmanıdır.
- Caddei Kebir cinayetinin gecesini aftosu Ester’in evinde saklanarak geçirir. Lakin evde fazla saklanamaz, canı sıkılır yine. Ester’in çalıştığı Pirinçci gazinosuna gider. Bela geldi mi üst üste gelir derler.
- Mirasyedi takımından genç bir Türk’ü sevgilisine sarkıntılık ederken görünce nereden bulduğu meçhul tabancasıyla öldürür. Firar eder ama Galata Canavarı’nın etrafındaki çember günden güne daralmaktadır.
- Ester, polis sorgusuna alınır. Galata Canavarı kendisine sorulur. Ester bir gün Petri’nin kendisini de öldürebileceğinden korkararak polise eşkalini bir tamam anlatır. Gazino bir müddet kapanır, Ester de can korkusuyla Selanik’e dönmeye niyetlenir.
- Ester, Galata Canavarı’na yakalanmadan Selanik’e dönmenin çarelerini araya dursun Petri kendine saklanacak yeni bir yer bulmuştur: Kaloferiyan’ın umumhanesi. Tahmin edeceğiniz üzere şeametten geri durmayan Petri bir başka rezalete imza atar.
- Kaloiferya’nın kızı Peruz’u, Kefalonyalı kaptanın o mücevherli kemerinden aldığı bir taşla kandırıp Dolapdere’deki kulübesine götürür, onun da hayatını Galata’nın kirli sokaklarına yuvarlar bir anlamda.
- Bu esnada Kefalonyalılar da polis gibi Petri’nin peşinde. Daha önceden Petri’nin kaçışına yardım eden Zambo Çorbacı, sonradan Petri’nin velinimeti olan Kaptan Lefteri’yi öldürüp soyduğunu öğrenince ona düşman olmuştur.
- Kefalonyalı kabadayılarla konuşup intikamcılara katılır. Ester’le mevzusunu duyduğundan Selanik’e kaçış yollarını araştıran kızın evini ziyaret eder. Polis evi tarassut altında tutmaktadır, Rum ahaliden olduğundan şüphelenir.
- Çorbacı dehşetli bir plan hazırlamış onu tatbik etmek istiyor. Firari durumdaki Bıçakçı’yı bulup Arnavutköy’deki evine davet edecek. Evinde saklanan Kefalonyalı külhanbeylerinden Argiri Papazi’nin pusuda beklediğini gizleyerek tabi.
- 1876 senesidir yine. Artık Kefalonyalıların hasımlarından mı duydu yoksa başka birilerinden mi meçhul, bu suikast planı Galata Canavarı’nın kulağına ulaşır. Bir gece çıt ses çıkarmadan (tulumbacı şıpıdıklarını çıkararak) eve gelir.
- Kefalonyalı ile Çorbacı’yı bıçağıyla öldürerek kayıplara karışır. Artık korkulu ve dehşetli hadiselerle anılmaktadır, analar çocuklarını Petri’yle korkutmaktadır. Polis takibatı arttırır.
- Petri’nin yine Cadde-i Kebir’e çıktığı bir esnada polis memuru Kargılı Raif, Ester’in verdiği eşkalden ötürü onu tanıyarak peşine düşer. Petri sahte Avusturya kimliğiyle Rusya sefaretine sığınır. Malum dönem kapitülasyon devri, herkese dokunamıyorlar!
- Rus sefareti durumu bilmediğinden bürokratik yollarla teslimine ilişkin çağrılara cevap vermez. Petri’yi Avusturya elçiliğine yollarlar.
- Elçilikte Raguzalı Nikola adında bir kavas yani elçilik görevlisi buna kancayı takar. Kavaslar bekçiden hallice malum, bu da pazu sahibi bir adam. Petri ile ahbaplıkları başlar. Kalyoncu Kolluğu meyhanelerinde sürterler.
- Bir-iki gün içinde Trieste’ye geri gönderilecek hesapta gemiyle, gemi gelene dek oyalıyorlar. Ama Petri’nin aklında tek bir şey var. Bu Peruz vardı hani kandırıp kulübesine götürdüğü kız.
- Meğer o gece bu kızın bir resmini çıkarttırmış orada. Dolapdere’deki kulübeye gidiyor bir gece vakti resmi almaya. Öyle kaçacak İstanbul’dan. Lakin şans bu ya. Kulübeye gireceği esnada kulübeden çıkan polis memuru Kargılı Raif’le burun buruna geliyor!
- Bostan kuyusu yanında pusuya yatarak çıkışını bekliyor kendisini tanıyıp Cadde-i Kebir’de kovalayan zaptiyeyi görünce. Onu da kalbinden bıçaklayarak öldürüyor.
- Sonra hiçbir şey olmamış gibi dönüyor meyhaneye, kavas ahbabının yanına. Ertes gün Tirol vapuruna binip Trieste’ye gidecek. Gitmeden bir hatıra fotoğrafı çektirdikleri söylenmektedir.
- Avusturya sefareti görevlilerinin nezaretinde Avusturya bayraklı Tirol vapuruna binerek denize açılır. Tam Çanakkale’den çıkacakları sırada kimle karşılaşır vapurda dersiniz? Eşkalini zaptiyeye veren Ester’le! O da Selanik’e gitmektedir.
- Vakit gecedir. Ester’in peşinden süzülür odasına. Yastıkla sesini kestikten sonra kalbinden bıçaklayarak öldürür. Peşine düşenler tutamaz. Boğazın sularına atlar. O kör karanlıkta boğulup gittiğine hükmederler.
- Hatta zaptiye dosyasına öldü kaydını düşüp mahzene kaldırır. Bir kaptanın teknesinin ardına bağlı sandala tırmanarak kurtulmuştur Petri. Giritli gemicilerce Sisam’da bir balıkçı köyüne bırakılır. Burada Kiryako adıyla yaşamaya başlar.
- Burada bir fahişe yeni aftosu olur, düşüp kalkarlar. Tabi bu esnada dönemin iletişim olanakları sınırlı. Kefalonyalıların yarısı bunun ölümünden habersiz, ada ada gezip Petri’yi arayanlar var. Adaya gelenlerden bu fahişe haberdar oluyor.
- Petri’ye haber veriyor. Kadın eski kırıklarından birinin aracılığıyla Petri’yi Aynaroz’a kaçırtıyor. Burası keşişler mıntıkası malum, kadınlar giremiyor bu yere. Petri burada sakal makal bırakıp başka bir isimle yaşamını sürdürüyor. 1878-79 senelerine kadar.
- Tabi adadan kaçış hikayesi duyulduğundan Kefalonyalılar bunu aramayı sürdürüyorlar. Aynoroz’a geliyor bir tanesi. Petri’nin ahbaplarından birini ayartıp pusu kuruyor. Ama tahmin edeceğiniz üzere Petri bunları da bıçaklayıp oradan kaçıyor.
- İstanbul’a dönüyor seneler sonra kürkçü hesabı. Kalyoncu Kolluğu’nda o Raguzalıyla içtikleri meyhaneye gidiyor. Adamı yeniden bulmak niyetinde yanında kalacak. Adamı tesadüf orada buluyor ama kendisi hakkında uygunsuzca konuşurken yakalıyor tam da.
- Hem de o çekildikleri resmi göstererek anlatıyormuş. Artık ne edepsizlikler faaş ettiyse, Galata Canavarı kapıdan girmeden tabancasını çekip ta kalbinden vuruyor Raguzalı kavası. Sene 1880’dir.
- Kefalonyalıların kiniyle ilgili şaşıran yorumlar geldi. Bunların maffios altkültürde yeri var dedik. “Honor, Masculinity, and Ritual Knife Fighting in Nineteenth-Century Greece” adıyla Thomas W. Gallant makale yazmış vaktiyle düşünün. Biz mevzuya dönelim.
- Efendim Petri nam saldığından ve korkulan bir şerir olduğundan onu bunu sindirip yahut “bir fayda sağlarız” diyenler nedeniyle saklanacak yer bulabiliyor. Nitekim Kuledibi’nde Galata’da bir başka umumhaneye saklanıyor.
- O sene çıkan bir yangın sonucu yanında takıldığı Alika adında bir fahişe ve onun Ahilya adındaki dostuyla birlikte Büyükçekmece taraflarında bir Rum köyüne saklanıyor.
- Bu tabi gönül meselesi değil. Zira Galata Canavarı’nı tanıyorlar ve öfkesini uyandırdıkları takdirde canlarıyla ödeyeceklerini biliyorlar. Petri köydeyken balıkçılardan Peruz diye bir kantocunun bahsini duyunca deliriyor.
- Acaba bu seneler evvel gönlünü kaptırdığı o Peruz olmasın? Hemen Pera’da alıyor soluğu balıkçılarla birlikte, Avrupa tiyatrosunda. Sahnede şarkı söylerken görüyor Peruz’u. O Peruz! Kantolarını kendi yazmasıyla da tanınmaktadır.
- Peruz sahneden inip içki içilen kısma geçene dek bekliyor, aniden karşısına çıkacak. Sevdiği kadına kavuşacağı düşüncesiyle o da iniyor içkili kısma. Oracıkta beyninden vurulmuşa dönüyor.
- Peruz, Ahmet adında bir bahriye neferiyle sarmaş dolaş. Bahriyeliler kabadayı meşrep olur malum, Peruz’u kimseye bırakmamacasına sarmış. Galata Canavarı’nın gözü dönüyor.
- Genç neferi tabancayla vurarak öldürüyor. Ortalık karışınca dışarı çıkıp birkaç el ateş edip meydan okumaktan da geri kalmıyor. Bu sahne, Sermet Muhtar Alus’un Onikiler romanında da yer almaktadır.
- Peruz canını kurtarıyor. Petri firarda yine. İstanbul’dan da kaçacak. Bu esnada kendisini teşhis edip ödül alırım diyerekten peşine takılan Hasan adında bir genci Salıpazarı’nda bir oduncu deposunda pusuya düşürüp kalbinden bıçaklıyor.
- Bir ara Madam Bela’nın meşhur Karaköy’deki batakhanesinde de takılıyor da bu batakhane ayrı bir floodun konusu. Biz mevzuyu uzatmayalım. Petri, Odesa’ya kaçıyor bu sefer yine ateşçi olarak bir gemide işe başlayıp.
- Gemide Kefalonyalı olmadığından, Kefalonyalı kabadayılar peşinde dolandığından o Rus gemisinde rahat edeceğini zannediyor. Kaptanın aftosuyla işi pişirince “beni ele verir” diyerek kürkçü dükkanı Galata’ya dönüyor yine.
- Galata’ya ayak bastığından beri başından bela eksik olmayan Petri’nin bu Galata sevdası nedendir bilinmez. Ama çok külhaniyi kendine meftun etmiştir. Galata’ya ayak basar basmaz genç, güzel bir kızcağız nazar-ı dikkatini celbediyor Petri’nin.
- Magdalena adında bir fahişedir. Petri malum temiz yüzlü, sevda yolunda çok sıkıntı çekmiyor. Elde ediyor Magdalena’yı. Galata’da bir çıkmaz sokakta evine götürmek, saklamak istediğini söylüyor. Eve gidiyorlar birlikte.
- Tabi Petri’nin bilmediği bir husus var. Bu kız aslında fahişe falan değil. Kiryaki. Öldürdüğü Kefalonyalı kaptanın kızı. O kızı tanımıyor ama kız onu tanıyor, hattı zatında peşinde!
- Kefalonyalılar bakıyor bu adam normal kabadayı yöntemleriyle ölmüyor, taktik değiştirmek iktiza eder diyor. Genç fahişelere merakı var diye bir kızı ayarlayıp tuzağa düşürmek istiyorlar. Kaptanın kızı intikamcılara katılıp bu işte gönüllü oluyor.
- Ev bu Galata’ya inen yokuşlardan birinde taştan merdivenlerden birinin kıyısında. Petri’yle birlikte oluyorlar evde. Petri ertesi sabah yorgun argın ve her şeyden habersiz çıkıyor evden.
- Kefalonyalı Lambo’nun birkaç saattir pusuya yatıp beklemesinden habersiz tabi. Lambo hasmına ecel gibi sokuluyor ve Kefalonyalı kabadayıların usulüyle alıyor canını: bıçaklayarak. Petri’nin cesedi kanlar içinde Galata taşlarına yığılıyor.
- 28 Ağustos 1880’de Galata Canavarı Bıçakçı Petri öldürüldüğünde 24-25 yaşlarındadır. Zaptiye kayıtlarında onunla ilgili çok ilginç bir not düşülmüştür.
- Ayaklarına asla çorap giymezmiş. Yumurta topuk sivri burun tulumbacı şıpıdığı giyermiş, topuklarına basarak. Ve öldürdüğü insanların yakınlarına bu şıpıdıkları bırakırmış imza gibi.
- Reşad Ekrem Koçu bu şeririn romanını yazmıştır ama yayınlanma fırsatı oldu mu bilmiyorum, bilen varsa yazar elbet belki kopyası dolanıyodur bir yerlerde. Reklamını Patrona Halil kitabında görmüştüm.…